Ön-Anonim Şirket

ÖN-ANONİM ŞİRKET

 Av. Berkay ERGÜN *

Giriş:

Yeni Türk Ticaret Kanunu, anonim şirketlerin kuruluşunu “kurulma” ve “tüzel kişilik kazanma” olarak ikili bir ayrıma tâbi tutmaktadır. Öte yandan anonim şirketlerin tüzel kişiliğe giden yolda kuruluş safhasından önce bir de ön kuruluş safhası  bulunmaktadır ve bu safha sözleşmeye hazırlık süreciyle ilgilidir.[1]

TTK m.335 hükmüne göre “şirket, kurucuların, kanuna uygun olarak düzenlenmiş bulunan, sermayenin tamamını ödemeyi, şartsız taahhüt ettikleri, imzaların noterce onaylandığı esas sözleşmede, anonim şirket kurma iradelerini açıklamalarıyla kurulur.” dendikten sonra ikinci fıkrasında “355 inci maddenin birinci fıkrası hükmü saklıdır.” ifadesiyle ön-anonim şirket yapısına işaret edilmiştir.[2] Zira TTK m.355’e göre; şirket tüzel kişiliğini ticaret siciline tescil ile kazanır. Ve dolayısıyla kurulma ile tüzel kişilik kazanma safhaları arasında geçen sürede bir ön-anonim şirket yapısı söz konusu olur.

TTK m.335’de ifade edilen “kurucular” bir anonim şirket kurma arzusunda olan kişilerdir. Kurucular, hazırladıkları şirket esas sözleşmesini noterde imzaladıkları anda ön-anonim şirket kurulmaktadır. Fakat bu şirketin ticaret siciline tescil edilmesine kadar olan süreçte yapılması gereken birtakım işler de vardır. Bunlar; (kurulması izne tâbi anonim şirketler açısından) Ticaret ve Gümrük Bakanlığı’ndan gerekli iznin alınması, kuruluş giderlerinin karşılanması gibi işlerdir. İşte bu süreçte pay sahipleri arasında bir ihtilaf çıkması, şirketin gerekli izinleri alamaması nedeniyle veya diğer sebeplerle kurulamaması gibi ihtimaller göz önüne alındığında, bu halde uygulanacak hükümlerin belirlenebilmesi için ön-anonim şirket yapısı önem taşımaktadır.

Bu çalışmada evvela anonim şirketler hakkında genel bilgiler verilerek, sonrasında ön-anonim şirketin niteliği, ön-anonim şirkette organların oluşumu ve sorumluluğa ilişkin esaslar, ön-anonim şirketin süresi ve sona ermesi ile ön-anonim şirketin gerekliliği gibi konulara temas edilecektir.

 

BİRİNCİ BÖLÜM

GENEL BİLGİLER

 

  1. Anonim Şirketin Tanımı ve Unsurları

TTK m.329 hükmüne göre anonim şirket; sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan bir şirket tipidir ve pay sahipleri de, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ancak şirkete karşı sorumludurlar.

Kanunda yer alan bu tanım doktrinde yeterli görülmemiş ve daha farklı tanımlamalar yapılarak, anonim şirketin esas sermaye payları kıymetli evrak niteliğinde pay senetlerine bağlanarak veya Merkezi Kayıt Kuruluşu’na kayıt yoluyla tedavül edebilen tüzel kişiliği haiz bir sermaye şirketi olma özelliği de belirtilmiştir.[3]

Genel bilgi mahiyetinde, anonim şirketin unsurlarını da çok kısaca aşağıdaki gibi ifade edebiliriz:

  • Şahıs Unsuru: eTTK’dan farklı olarak yeni kanundaki düzenlemeye göre anonim şirketin kurulabilmesi için tek bir pay sahibinin varlığı yeterlidir. Bu tek pay sahibi gerçek veya tüzel kişi olabilir.
  • Sermaye Unsuru: Anonim şirketin tanımından da anlaşıldığı gibi, anonim şirketin sermayesi belirli olmalı ve bu sermaye paylara bölünmüş olmalıdır. Anonim şirketlerin esas sermayesi 50.000 TL’den ve kayıtlı sermaye sistemini benimseyen halka kapalı anonim şirketlerde ise başlangıç sermayesi 100.000 TL’den az olamaz (TTK m.332).
  • Amaç ve Konu Unsuru: Anonim şirketler, kanunen yasaklanmamış her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilir (TTK m.331). Dolayısıyla ekonomik amaç gütmeyen, hayır amaçlı anonim şirket kurulması mümkün değildir.[4]
  • Ticaret Unvanı Unsuru: Anonim şirketler hukuki işlemlerini ticaret unvanları ile gerçekleştirmek zorundadır (TTK m.39). Anonim şirketlerin ticaret unvanlarında işletme konusunun gösterilmesi ve şirketin türüne ilişkin ifadenin (A.Ş) yer alması zorunludur.
  • Tüzel Kişilik Unsuru: Anonim şirketlerde tüzel kişilik zorunlu bir unsurdur. Tüzel kişilik, şirketin ticaret siciline tescili (ilanı da zorunludur) ile kazanılır.
  • Sınırlı Sorumluluk Unsuru: Anonim şirketlerde pay sahipleri, şirkete sermaye olarak koymayı taahhüt ettikleri miktar oranında ve sadece şirkete karşı sorumludurlar. Şirket alacaklılarına karşı herhangi bir sorumlulukları yoktur. Taahhüt ettikleri sermayeyi ödeme borcunu ifa ettikleri anda sorumlulukları biter. Bunun dışında, sadece ödenmemiş sermaye miktarı oranında şahsi malvarlıkları ile şirket tüzel kişiliğine karşı sorumludurlar. Bu itibarla anonim şirketlerde pay sahiplerinin sorumluluğu sınırlı ve şahsidir.[5]

 

  1. Anonim Şirket Türleri

Gerek TTK, gerek SerPK ve gerekse özel kanunlarla (örn: bankacılık kanunu) hükme alınmış çeşitli anonim şirket yapılanmaları mevcuttur. Bu anonim şirketleri farklı nitelendirmelere göre gruplandırmak mümkündür. Başlıca kategorizasyon ise şu şekildedir:

Ortak Sayısına Göre;

  • Tek kişilik anonim şirket
  • Aile tipi anonim şirket
  • Diğer anonim şirketler (çok ortaklı)

Ölçeklerine[6] Göre;

  • Küçük ve orta ölçekli anonim şirketler
  • Büyük ölçekli anonim şirketler

Halka Açık Olma Durumlarına Göre;

  • Halka kapalı anonim şirketler
  • Hisse senetlerini halka arz ederek halka açılan anonim şirketler
  • Hisse senetleri borsada işlem gören halka açık anonim şirketler
  • Pay sahibi sayısı 500’ü aştığı için halka açık sayılan anonim şirketler (SerPK m.16/f.1)

Sermaye Sistemlerine Göre;

  • Esas sermayeli anonim şirketler
  • Kayıtlı sermaye sistemini benimsemiş anonim şirketler
  • Değişken sermayeli şirketler[7]

Tâbi Oldukları Kanunlara Göre;

  • TTK’a tâbi anonim şirketler
  • Özel kanunlara tâbi anonim şirketler (bu şirketlere öncelikli olarak özel kanun hükümleri, burada hüküm bulunmaması durumunda TTK hükümleri uygulanacaktır.[8])

 

Bunların dışında bir de kamu tüzel kişilerinin yönetim kurullarında temsil edildiği anonim şirketler (TTK m.334) ile doğrudan kamu tüzel kişilerince kurulan anonim şirketler grubu vardır, ki bunlar kamu iktisadi teşebbüsleri (kamu iktisadi kuruluşları ve iktisadi devlet teşekkülleri[9]) olup çalışma konumuzun dışında kaldıkları için detayına girmiyoruz.

  1. Anonim Şirketin Kuruluşu ve Tüzel Kişilik Kazanması

TTK’da anonim şirketlerin kuruluşu ayrıntılı bir şekilde m.335 vd. hükümlerinde düzenlenmiş, ayrıca TSY m.69-70 hükümlerinde de kuruluşun tescil edilmesine ilişkin başvuru ile başvuru için gerekli olan belgeler hakkındaki düzenlemeler öngörülmüştür.[10]

Anonim şirketler doğrudan kuruluşa yönelik işlemlerle kurulabileceği gibi, birleşme-bölünme-tür değiştirme gibi operasyonlar neticesinde de kurulabilir. Kuruluş basit veya nitelikli olarak gerçekleşebilir. Fakat her ikisi de ani kuruluştur. Nitekim yeni yasa tedrici kuruluşu (doğrudan halka açılarak kurulma sistemini[11]) kaldırmıştır.[12]

Bir anonim şirketin tüzel kişilik kazanabilmesi için yapılması gereken kuruluş işlemleri şeması şu şekildedir[13]:

  • Esas sözleşmenin hazırlanması
  • Anonim şirketin kurulması
  • Kurucuların sermayenin tamamını taahhüt ettiklerine ilişkin noter şerhi
  • Sermayenin kısmen (en az 1/4’ü) veya tamamen ödenmesi
  • Kurucular beyanı
  • Değerleme Raporu[14]
  • Ticaret siciline tescil (tüzel kişiliğin kazanılması) ve ilan
  • İstisnai aşama: Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın kuruluş izni

 

Anonim şirketlerin tüzel kişilik kazanması hususunda TTK, eTTK’da yer alan “anonim şirket, ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır.” ilkesini aynen muhafaza etmektedir (TTK m.355/f.1). Bu itibarla, şirket esas sözleşmesinin tamamını, kuruluş iznine tâbi şirketler için Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan kuruluş izninin alındığı tarihi, diğer şirketlerde ise kuruluş esas sözleşmesinin noter tarafından onaylandığı tarihi izleyen otuz gün içerisinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret siciline tescil ettirilecek ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan olunacaktır (TTK m.354/f.1)[15].

 

İKİNCİ BÖLÜM

ÖN-ANONİM ŞİRKET

 

  1. Ön-Anonim Şirketin Niteliği

TTK m.124 ticaret şirketlerini numerus clausus (sınırlı sayıda) olarak belirlemiştir. Buna göre ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir. Ve hemen akabinde TTK m.125 hükmü ticaret şirketlerinin tüzel kişiliği haiz olduğunu belirtmektedir. Dolayısıyla ön-anonim şirket tescilden önceki safhada mevcudiyet kazandığına ve şirketin ticaret siciline tescil edilip tüzel kişilik kazandığı anda kendiliğinden anonim şirket vasfını kazanıp ön-anonim şirket tasfiyesiz olarak sonlandığına göre, ön-anonim şirketin tüzel kişiliği yoktur. Bu durumda ön-anonim şirket bir ticaret şirketi değildir.

Öte yandan TBK m.620/f.2 hükmüne göre “bir ortaklık, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici niteliklerini taşımıyorsa, bu bölüm hükümlerine tâbi adi ortaklık sayılır.” Ticaret kanunu, ön-anonim şirketin niteliği ile hukuki durumunu belirlememekte ve 335. maddenin gerekçesinde “Türk hukukunda ön-anonim şirketin niteliği ile hukuki durumu öğretide ve mahkeme kararlarında açığa çıkacaktır.” şeklindeki ifadesiyle konuyu doktrine ve içtihatlara bırakmıştır.

Bu sebeple doktrinde farklı görüşler ortaya çıkmış, bir görüş bu şirketin ticaret kanununda sınırlı sayıda sayılan şirket tiplerinin ayırt edici özelliklerini taşımadığı gerekçesiyle TBK m.620/f.2 uyarınca adi ortaklık olduğunu savunmuş[16], diğer bir görüş ise TBK m.620/f.2 hükmünün, tescil öncesi safhada ön şirketin varlığı kabul edilmeyen şahıs şirketlerini içermekte ve sermaye şirketi olup ön şirket kavramının benimsendiği anonim ve limited şirketlerde uygulanamayacağını ifade etmiştir.[17]

PULAŞLI’ya göre; “tescil aşamasına kadar geçen süredeki şirket bir adi şirket değildir çünkü TBK m.19/f.1 hükmü uyarınca kurucular, akdettikleri “anonim veya limited şirket” sözleşmesiyle bir adi şirketi değil, bir ticaret şirketini kurmayı amaçlamaktadırlar.[18]

TTK m.335 gerekçesi de dikkate alındığında, ön-anonim şirketin anonim şirketten farklı olduğu ve fakat ne bir adi şirket ne de bir dernek olduğu belirtilmekte ve bunun bir elbirliği şirketi olduğu ifade edilmektedir. Dolayısıyla ön-anonim şirket öncelikle anonim şirket hükümlerine göre oluşturulmuş esas sözleşme hükümlerine tâbi tutulacak bir geçiş şirketidir ve bu yönüyle var olduğu andan itibaren mümkün olduğu kadar, ileride dönüşeceği şirket türünün özelliklerini taşımalıdır.[19]

 

  1. Organlar ve Sorumluluk

TTK m.335’de ön-anonim şirket kavramına yapılan vurgunun kaynağı Alman Hukuku olduğu söylenebilir.[20] Dolayısıyla madde gerekçesinde ifade edilen; ön-anonim şirket kavramının tescilden önceki dönemde “organların oluşumu ve yetkilerinin kullanılmasını belirleme yönünden önemi” konusunda Alman hukukundaki görüş ve uygulamalar dikkate alınmalıdır.

Alman hukukunda ön-anonim şirket tıpkı, tüzel kişiliği haiz anonim şirket gibi, yönetim kurulu ve gözetim kuruluna sahiptir. Bunun yanında ön-anonim şirket ortakları, genel kurul kararları da alabilirler.[21] Alman hukukunda benimsenen görüşün kabul edilmesi halinde ön-anonim şirketin, kurulacak anonim şirketin organlarına (yönetim kurulu ve genel kurul)[22] sahip olduğu söylenir. Bunun yanı sıra, şirketin yönetim ve temsil yetkisini haiz organı olan yönetim kurulu, şirket adına üçüncü kişilerle bu safhada da işlem yapabilir.[23]

Sorumluluk konusunda ise karşımıza TTK m.355’in ikinci ve üçüncü fıkraları çıkıyor. Buna göre: “Tescilden önce şirket adına işlem yapanlar ve taahhütlere girişenler, bu işlem ve taahhütlerden şahsen ve müteselsilen sorumludurlar. Ancak, işlem ve taahhütlerin, ileride kurulacak şirket adına yapıldığı açıkça bildirilmiş ve şirketin ticaret siciline tescilinden sonra üç aylık süre içinde bu taahhütler şirket tarafından kabul olunmuşsa, yalnız şirket sorumlu olur. Şirketçe kabul olunmadığı takdirde kuruluş giderleri kurucular tarafından karşılanır. Bunların pay sahiplerine rücu hakkı yoktur.”

Bu madde hükümlerinde dikkat çeken nokta; tescilden önce yapılan işlem ve taahhütleri kabul veya ret edecek makâmın şirket olarak belirtilmesidir. Yani bu kabul işlemi genel kurul onayına tâbi tutulmamış olup yönetim kurulunca gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla bir bakıma, ön-anonim şirket yönetim kurulunun yaptığı işlem ve taahhütleri, tescilden sonraki anonim şirketin (olağanüstü bir durum olmadıkça yine aynı kişilerden oluşan) yönetim kurulu kabul edecektir. Fakat maddeki “işlem yapanlar” ibaresi dikkate alındığında durum önem arz edecektir. Örneğin yönetim kurulu, şirketi temsil yetkisini üçüncü kişilere devretmişse durum böyledir.

Öte yandan ön-anonim şirkette sorumluluğa ilişkin durumu, kanunun sadece kuruluş öncesi ve kuruluşa ilişkin düzenlediği hükümler çerçevesinde değerlendirmeyip, anonim şirketlerde sorumluluğa ilişkin hükümlerin düzenlendiği, kanunun 4. kısım, 11. ve 12. bölümleri kapsamında bir bütün olarak değerlendirmek gerekir.[24] Anonim şirketlerde sorumluluk konusu işbu çalışma kapsamı dışında kaldığı için detayına girmiyoruz.

  1. Tek Kişilik Ön-Anonim Şirket

Tek kurucunun (pay sahibinin) bulunduğu bir ön-anonim şirket söz konusu olabilir mi? Bu sorunun cevabı TTK m.335’in gerekçesinde “tek kişi anonim şirketinde ön-şirket, tek kurucunun özel malvarlığı niteliği taşır.” şeklinde ifade edilmiştir. Öte yandan yine madde gerekçesinde “ön-anonim şirket, bir adi şirket ve dernek olmayıp; bir elbirliği mülkiyeti (şirketi) oluşturur.” denmektedir. Bu sebeple; elbirliği mülkiyetine ancak birden fazla kişinin sahip olabileceği ve dolayısıyla tek kişinin pay sahibi olduğu şirkette ön-anonim şirket, tek kurucunun özel malvarlığı niteliği taşıyacağı için, tek kişilik ön-anonim şirket kavramının mümkün olmaması gerek Türk hukukundaki, gerekse Alman hukukundaki öğretide baskın görüştür.[25]

Ön-anonim şirket kavramının oluşmadığı, yani bu şirketin kurulmadığı bir diğer durum; bölünmede yeni kuruluş halidir. Çünkü bu durumda da tıpkı yukarıda ifade edildiği gibi, yalnızca bölünen (devreden) şirket, tek kurucu olarak ortaya çıkmaktadır.[26]

 

  1. Ön-Anonim Şirketin Sona Ermesi

Kanunda ön-anonim şirket konusunda herhangi bir düzenleme bulunmadığını, sadece TTK m.335 gerekçesinde ön-anonim şirket kavramının varlığına işaret edildiğini bahsetmiştik. Dolayısıyla kanunda ön-anonim şirketin süresi hakkında da bir düzenleme yoktur. Fakat şunu biliyoruz ki; anonim şirket kurucuların imzalarının noterce onaylı esas sözleşmeleri ile bir anonim şirket kurma iradelerini açıklamalarıyla kurulur ve tüzel kişiliğini de ticaret siciline tescil ile kazanır. Ve dolayısıyla kurulma ile tüzel kişilik kazanma safhaları arasında geçen sürede bir ön-anonim şirket yapısı söz konusu olur. Peki bu süre en çok ne kadardır?

Pulaşlı’ya göre; “kanunun anonim şirketin ticaret siciline tescil edilmesini düzenlediği TTK m.354/f.1 ile m.345/f.2 birlikte değerlendirildiğinde, m.354/f.1’deki otuz günlük süreye uyulmamasının bir yaptırımı olmadığından ve kuruluşu Bakanlık iznine tâbi şirketler açısından bu süre kısa olduğundan, m.345/f.2’deki üç aylık süre baz alınmalıdır. Buna göre kurulacak anonim şirketin esas sözleşmesi noter onayından itibaren üç ay içinde ticaret siciline tescil ettirilmediği takdirde, anonim şirket tüzel kişilik kazanamayacak ve ön-anonim şirket de bu durumda sona ermiş olacaktır.[27]” Yani ön-anonim şirketin en uzun ömrü bu olumsuz senaryoya göre üç aydır. Olumlu senaryoya göre ise; ön-anonim şirket, şirketin ticaret siciline tescil edilip tüzel kişilik kazandığı anda tasfiyesiz olarak sona erecektir. Bu süre de, kuruluşu izne tâbi olmayan anonim şirketler için 1-2 günlük çok kısa süreler olabilecekken, kuruluşu izne tâbi anonim şirketler için az önceki açıklama doğrultusunda en fazla üç ay olabilir. Öte yandan; anonim şirketin tüzel kişilik kazanmasıyla ön-anonim şirketin tasfiyesiz olarak sona ermesi, bu iki şirket arasında bir özdeşlik olduğunun delilidir. Çünkü normal şartlarda Türk hukukunda kural olarak her şirket tasfiye ile sona erer.[28]

  1. Ön-Anonim Şirketin Gerekliliği

Ön-anonim şirket kavramının hukuk sistemimize Alman hukukundan girdiğini bahsetmiştik.[29] Alman hukukunda kuruluş safhaları ayrıntılı olarak düzenlenmiştir ve kuruluş işlemleri 3 ay, 6 ay ve istisnai olarak da 1 yıl kadar sürebilmektedir.[30] Şirketin tescili ile tüzel kişilik kazanılması aşamasına kadar geçen bu süre zarfında birtakım işlemlerin yapılması ve kuruluş için gerekli masraflara girişilmesi (örneğin işletme teçhizatının alınması) gerekmektedir. İşte bu işlerin ön-anonim şirket çatısı altında yapılmasında fayda vardır. Zira tüzel kişilik kazanılmadan evvel geçen bu süreçte pay sahipleri arasında bir ihtilaf ortaya çıkacak olursa, esas sözleşme hükümlerinin uygulanmasını sağlamak yalnızca ön-anonim şirket yapısını kabul etmekle mümkündür.

Türk hukukunda ise, Alman hukukundaki gibi şirketin tüzel kişilik kazanma süreci bu kadar uzun sürmemektedir. Zira; 6335 sayılı kanunla anonim şirketlerin kuruluşunda işlem denetçisinin uygunluk raporunun aranması zorunluluğu kaldırılmış olup kuruluş aşaması en fazla üç ay sürmektedir.[31] Yine de şirketlerin özellikle rekabetin hat safhada olduğu ve faaliyet dışında kalınan her anın kıymet taşıdığı günümüzde, bu kısa süreler içinde de ticari hayata atılmak istemeleri pek muhtemeldir. Bunun içinse en uygun yol anonim şirket ile özdeş ve/veya hak ve borçların rahatça anonim şirkete devredilebilme ihtimali olan bir kurumun varlığıdır.[32] Çünkü anonim şirket tüzel kişilik kazandığı anda, ön-anonim şirket tasfiyesiz olarak sona erecek ve ön-anonim şirketin iktisap ettiği mallar devir prosedürleriyle değil, kendiliğinden anonim şirkete intikal edecektir. Örneğin ön-anonim şirket bir taşınmaz satın almışsa bunun için bir devir gerekmez, sadece tapu kütüğünün düzeltilmesi yeterlidir.[33] Fakat külli halefiyetten daha da öte bir anlayışla, ön-anonim şirketin mal ve haklarının tüzel kişilik kazanma sonrası anonim şirkete geçmesinin kabul edildiği bu sistemde, kuruluş aşamasında yapılan işlemlerin şirket tarafından kabulüyle ilgili düzenleme olan TTK m.355’in 2. ve 3. fıkralarının çeliştiği söylenebilir.[34]

 

Sonuç:

            Yeni Türk Ticaret kanunumuzun önemli değişikliklerinden biri; anonim (ve limited) şirketler için kuruluşta kademeli sistemin benimsenmesidir. Buna göre şirket kuruluşu, “kurulma” ve “tüzel kişilik kazanma” olmak üzere ikili ayrıma tâbi tutulmuştur. Bu iki safha arasında geçen süreç için de ön-anonim şirketin varlığı kabul edilmiştir. Böylelikle; kanundaki bir eksiklik giderilmiştir. Zira eski kanun hükümleri, anonim şirketin kurulmasında, payların kurucu ortaklar tarafından taahhüt edilip esas sözleşmenin imzalanmasından, şirketin tescil ve ilanına kadar geçen süreyi bir bütün olarak kabul etmekteydi.

Ön-anonim şirket, tüzel kişiliği haiz anonim şirketten farklıdır. Hakim görüş uyarınca, ön-anonim şirket bir adi şirket veya dernek olmayıp; bir elbirliği mülkiyeti (şirketi) oluşturur. Şirketin tescili ile ön-anonim şirket tasfiyesiz olarak sona erer. Bu bağlamda ön-anonim şirket, anonim şirketin özdeşi gibidir.

Ön-anonim şirketin varlığının kabulü ile, tescilden önceki dönemde ortaklar arasında çıkabilecek ihtilafların çözümünde esas sözleşme hükümlerini uygulamanın yolu açılmış ve konudaki soru işaretleri ortadan kalkmıştır. Fakat gerek organların hak ve yetkileri, gerek sorumluluğun kapsamı ve gerekse ön-anonim şirketin hukuki niteliği gibi hususlar kanunda açıklığa kavuşturulmamış, özellikle tüzel kişiliği olmayan ön-anonim şirketin nasıl ticari faaliyette bulunup mal iktisap edebileceği sorunu gündeme gelmiştir. TTK m.335 gerekçesinde ise; bu konunun doktrindeki görüşler ve mahkeme kararlarıyla aydınlığa kavuşacağı belirtilmiştir.

Yasaların kamu yararına yapılması, açıklayıcı olması ve genel hukuk kuralları koyması gerekliliği, yasa yapmadaki genel prensip iken; sorunları çözülmemiş hatta sorun halinde ortaya bırakılmış hükümlerin uygulamaya konulması çok doğru bir tutum olmamıştır. Bu sebeple bahsedilen sorunların çözümü için kanunda yeni düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Şahsi kanaatimizce; ön-anonim şirkete tüzel kişilik atfetmeyi, ön-anonim şirketin (özellikle yönetim ve temsil) organlarını yasal olarak belirlemeyi ve anonim şirketin tüzel kişilik kazandığı anda ön-anonim şirketin tasfiyesiz sona ermesini sağlayacak hükümler getirilerek kanunda bu yöndeki eksiklik veya belirsizlik giderilebilir düşüncesindeyiz.


KAYNAKÇA

 

ALTAŞ, Soner; Türk Ticaret Kanuna Göre Anonim Şirketler, Ankara 2012

(editör) KARAHAN, Sami; Şirketler Hukuku, Konya 2012

PULAŞLI, Hasan; Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Ankara 2016

TARHANLI, Ceren; Türk ve Alman Hukukunda Ön-Anonim Şirket, İstanbul 2013

TEKİNALP, Ünal; Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku İstanbul 2015


Diğer Kaynaklar:

İZMİRLİ, Yadigar; Şirketler Hukukunda Sorumluluk İlişkileri ve Anonim Şirketlerde Sınırlı Sorumluluk, Mevzuat Dergisi, Yıl:3 Sayı:33, Eylül 2000

PULAŞLI, Hasan; Yeni Türk Ticaret Kanununa Göre Tek Ortaklı Sermaye Şirketleri ve Buna İlişkin Bazı Özel Durumlar, Regesta Dergisi, Sayı:1, Kasım 2011, s.13-37 makale

Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü yayını; Türk Ticaret Kanunu Tasarısı Konferans, Bildiriler-Tartışmalar, 13-14 Mayıs, 2005

İlgili mevzuat ve internet kaynakları

* İstanbul Barosu’na kayıtlı avukat

[1] PULAŞLI, Hasan; Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Ankara 2016, s. 249-250

[2] bkz. TTK m.335 gerekçesi

[3] KARAHAN, Sami (editör); Şirketler Hukuku, Konya 2012, s. 323

[4] KARAHAN, s. 336

[5] İZMİRLİ, Yadigar; Şirketler Hukukunda Sorumluluk İlişkileri ve Anonim Şirketlerde Sınırlı Sorumluluk, Mevzuat Dergisi, Yıl:3 Sayı:33, Eylül 2000, www.mevzuatdergisi.com, son erişim: 12.5.2016

[6] Avrupa Birliği ülkelerinde ve ülkemizde geçerli olan KOBİ tanımına göre; şirketlerin ölçekleri, istihdam edilen işçi sayısı ve şirket yıllık ciro veya mali bilançolarına göre değerlendirilir.

[7] (sadece yatırım ortaklıklarına özgüdür.) PULAŞLI, s. 268

[8] KARAHAN, s. 341

[9] örn: T.C Ziraat Bankası A.Ş, Türkiye Petrolleri A.O vb.

[10] TEKİNALP, Ünal; Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, İstanbul 2015, s. 167

[11] TARHANLI, Ceren; Türk ve Alman Hukukunda Ön-Anonim Şirket, İstanbul 2013, s. 6-7

[12] TEKİNALP, s. 168

[13] TEKİNALP, s. 170-171

[14] (Şirkete sermaye olarak nakit yerine ayın getirildiğinde gereklidir.) ALTAŞ, Soner; Türk Ticaret Kanununa Göre Anonim Şirketler, Ankara 2013, s. 75

[15] ALTAŞ, s. 76

[16] TEKİNALP, s. 176

[17] PULAŞLI, s. 251

[18] PULAŞLI, Hasan; Yeni Türk Ticaret Kanununa Göre Tek Ortaklı Sermaye Şirketleri ve Buna İlişkin Bazı Özel Durumlar, Regesta Dergisi, Sayı:1, Kasım 2011, s.13-37 makale, s.14, www.ito.org.tr

[19] TARHANLI, s. 61

[20] PULAŞLI, s. 249

[21] TARHANLI, s. 33

[22] Eski kanunda yer alan ve şirketin organı olarak sayılan “iç denetim” faaliyetini gerçekleştiren murakıplar, yeni kanunun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğü girmesi ile birlikte yerini “dış denetime” bırakmışlardır ve denetçilerin şirketin organı sayılmasından dönülmüştür. Dolayısıyla mevcut ticaret hukuku sistemimizde anonim şirketlerin iki organı vardır: genel kurul ve yönetim kurulu.

[23] Aksi görüş; TEKİNALP, s. 177 (Yazara göre yönetim kurulu üyeleri, şirket tüzel kişilik kazanıncaya kadar göreve başlayamaz.)

[24] TARHANLI, s. 65

[25] TEKİNALP, s. 177, PULAŞLI, s. 256

[26] PULAŞLI, s. 257

[27] PULAŞLI, s. 256

[28] TARHANLI, s. 57

[29] bkz. yukarıda s. 9, dn 20

[30] TARHANLI, s. 31

[31] bkz. yukarıda s. 10

[32] TARHANLI, s. 65

[33] MOROĞLU, Erdoğan, (Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü yayını); Türk Ticaret Kanunu Tasarısı Konferans, Bildiriler-Tartışmalar, 13-14 Mayıs, 2005, s. 77

[34] bkz. dn 33 aynı yer, ayrıca bkz. yukarıda s. 9

Bu makaleden kısa alıntı yapmak için, alıntılanan yerde yazara atıf yapılarak kaynak olarak “Yazarın Soyadı, Yazarın Adı; Makalenin Adı, makalenin linki, son erişim tarihi” eksiksiz ve doğru olarak gösterilmelidir. Kaynak göstermeksizin makaleden kısa alıntı yapılamaz. Yazarının izni olmadan, kaynak gösterilse dahi makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka bir yerde yayınlanamaz. Aksi halde; intihal ve atıf sahteciliği suçunu işleyen kişiler hakkında yasal takip başlatılacaktır.